T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ADIYAMAN / MERKEZ - Yunus Emre İlkokulu

KARDEŞ KISKANÇLIĞI

'KARDEŞ KISKANÇLIĞI'

YUNUS EMRE İLKOKULU

REHBERLİK SERVİSİ

VELİ BÜLTENİ

 

'KARDEŞ KISKANÇLIĞI'

 

 

Kıskançlık insanı mutsuz eden, kendini kötü hissettiren fakat bir o kadar da doğal bir süreçtir. Yaşamın her döneminde görülebileceği gibi özellikle çocuklukta daha yoğun görülebilir. Çocuklar 2 yaşından sonra kıskançlıkla tanışır ve bu duygu 8 yaşına kadar yoğun bir şekilde yaşanır. Burada anne ve babaların dikkat etmeleri gereken 2 önemli nokta bulunmaktadır.

•Kıskançlığın evrensel ve doğal bir süreç olduğu bilinmelidir.

•Kıskançlığın ne boyutta yaşandığı fark edilmelidir.

Peki, kardeş kıskançlığının nedenleri nelerdir diye bakacak olursak:

1.    Nedenlerin en başında güvensizlik gelir. Çünkü çocuk o zamana kadar evde tektir, bütün ilgi çocuktadır. Yeni bir kardeşin gelmesiyle birlikte bu ilginin paylaşılacak olması ya da artık kendisinin sevilmeyeceğini düşünmesinden kaynaklanır.

2.     Yeni bir çocuğun doğumuyla birlikte anne ve babanın tutumundaki değişiklikler de kardeş kıskançlığını tetikler.  

3.    Kardeş kıskançlığındaki bir diğer etken de kardeşler arasındaki yaş farkıdır. Bu yaş farkı arttıkça kıskançlığın görülme olasılığı azalır. Fakat eğer kardeşler arasındaki yaş farkı az ise işte o zaman kıskançlığın görülme olasılığı artar.

4.    Yakın çevrenizin ve akrabalarınızın da kardeş kıskançlığında etkileri yadsınamaz derece fazladır. Örneğin, bir akrabanızın büyük çocuğa 'Gördün mü bak. Kardeşin oldu senin pabucun dama atıldı.' Ya da ' Kardeşinin saçı senin saçından daha güzel, daha kıvırcık' gibi söylemlerin olması kardeş kıskançlığını arttırır ve kardeşler arasında rekabet oluşturur.

Çocuk size kardeşini kıskandığını nasıl belli eder? Bir problem var diyerek size nasıl yeşil ışık yakar? Bunlara bakalım:

 

1.    Öncelikle yeni bir kardeşin eve gelmesiyle birlikte büyük çocuk kendini kötü hissedebilir. Bununla birlikte öfke, üzüntü, kendine acıma duyguları da yoğun görülebilir.

2.    Bugüne kadar kendinde olan ilginin, kardeşin doğumuyla birlikte paylaşılması ile çocuk kendisinin sevilmediğini düşünebilir. Böylece yemek yememe ve iştah azalması gibi durumlar yaşanabilir.

3.    Dikkat çekmek için alt ıslatma, parmak emme gibi geçmiş gelişim evrelerine geri dönmek isteyebilirler. Buna emekleme de dahil olabilir.

4.    Kardeşin hep evde anne ile beraber olduğunu düşünerek evden ayrılmak istememe, anneyi paylaşmaktan korkma ve okula gitmek istememe başlayabilir. Bununla birlikte psikosomatik belirtiler de başa gösterebilir.

(baş ağrısı, karın ağrısı gibi. Yalnız burada çocuğun fiziksel bir ağrısı  olduğunu tam olarak öğrenmek için öncelikli olarak bir doktora göstermek gerekir.)

5. Bazı çocuklar kardeşini kıskandığını açıkça söyleyebilir ya da kardeşine vurabilir. Oyuncaklarını kırabilir. Fakat bazıları ise; ki bu ileride büyük problemlere yol açabilir; kardeşine aşırı sevgi gösterebilir. Bunun altında yatan sebep de "Ben kardeşimi seviyorum. Siz de beni sevin. Bana değer verin" düşüncesidir.

 

Anne ve babalar olarak bizim  bu süreçte yapabileceklerimize bakacak olursak:

 

 

1. Bunlardan ilki, çocuğun sürece dahil edilmesidir. Anne hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren çocuğun anlayabileceği bir dilde eve yeni bir kardeşin geleceği, ilk zamanlarda alışık oldukları düzenin biraz değişeceği çocuğa anlatılmalıdır.

2. Çocuklar yetişkinlerdeki gerginliği hissederler. Bu yüzden büyük çocuğunuzun kardeşiyle iyi geçinip geçinemeyeceği konusunda kaygılanmayın.

3. Hamilelik sürecinde ve bebek doğduktan sonra anne yoğun ve yorgun olabilir. Böyle bir durumda büyük çocuğun kendini ikinci plana atılmış gibi hissetmemesi için babanın ya da aile üyelerinden birinin çocukla ilgilenmesini sağlayın.

4. Kardeşinin doğmasıyla birlikte ya da kardeşi de onun gibi büyüdüğünde büyük çocuğa olan sevginizin azalmayacağını söyleyin ve bunu davranışlarınızla belli edin.

5. Onlarla nitelikli zaman geçirin. Her çocuğunuza eşit zaman ayıramazsınız; çünkü ihtiyaçları birbirinden farklıdır. Burada önemli olan adil olmaya çalışmaktır.

6. Çocuklarınıza sevginizi paylaştırarak verin ve yapmacık sevgi göstermeyin. Bunlar yakın çevreniz için de geçerlidir. Örneğin, bebeği sevdikten sonra büyük çocuk üzülmesin, kıskanmasın diye sadece gösteriş için çocukları sevmeye kalkmayın. Çünkü çocuklar bunu anlar ve güvenleri sarsılır.

7. Bebeğe bebek diye hitap etmek yerine, ismiyle hitap edin. Çocuklar bebeğin nesne değil, canlı bir varlık olduğunu anlasınlar.        

8. Çocuğunuzun bebekle ya da küçük kardeşle vakit geçirmesi için zaman tanıyın. Birlikte paylaşımlarının olmasını sağlayın.                   

9. Büyük kardeşin yaşantısını bebeğe göre ayarlamayın. Örneğin, 'Yavaş yürü, gürültü yapma. Kardeşin uyuyor!" gibi cümleleri sıklıkla kullanmayın.                                      

10. "Seni de kardeşin KADAR seviyorum. Hem bak o bazen uyumuyor. Beni üzüyor." gibi inandırıcı olmayan ifadeler kullanmayın. Üstelik 'KADAR' kelimesi de büyük çocuğun kendisini kardeşiyle kıyaslamasına sebep olur. Yani 'Seni de seviyoruz, fakat büyük kardeşin kadar değil." düşüncesine kapılabilirler.                 

11. Sık yapılan hatalardan biri de kardeş olduktan sonra kıskanmasın diye büyük çocuğa aşırı tavizler vermektir. Örneğin, anne ve babanın aralarında yatmak, sürekli oyuncak alınması gibi. Böyle bir durumda taviz tavizi getirir ve davranış problemleri oluşmaya başlar.   

12. Çocuğunuzla bebeğe zarar vermemesi konusunda açık ve net konuşun. Çünkü çocuklar mantıklı ve içten konuşulan her şeyi anlar.                                                   

 13. Bebekle ilgili işlerde çocuklarınızdan yardım isteyin. Böylece çocuğunuz bebeğin ya da küçük kardeşin yardıma ihtiyacı olduğunu gözleriyle görmüş olur. Aynı zamanda evle ya da bebekle ilgili küçük sorumluluklar vermek, çocuğun kendinin önemsendiğini düşünmesini sağlar.                                                              

14. Küçük kardeşle bir problem yaşandığında yargılamadan önce dinleyin. Kimin hatalı olduğunu anlamak yerine problemi yapıcı bir şekilde çözmelerine yardımcı olun.                                           

15. Olaylar karşısında büyük çocuğunuzun yaşından fazla bir olgunluk göstermesini beklemeyin. Bu durum ileride küçük hanımefendiliğe ya da küçük beyefendiliğe gider. Böylece mükemmeliyetçilik ve arkadaşlık problemleri başlar.                             

 16. Çocuklar kavga ettiklerinde hakem rolü oynamayın. Çünkü bir zaman sonra siz de olaya dahil olursunuz ve çocuklar sizin taraf tuttuğunuzu düşünebilir.                                  

17. Fiziksel şiddet olmadığı sürece onları ayırmaya çalışmayın. Bırakın kendi problemlerini kendileri çözsünler. Çünkü siz karışmadığınız takdirde er ya da geç anlayıp, uzlaşacaklardır. Çünkü et tırnaktan ayrılmaz.                                                  

18. Evinizde ortak aldığınız kurallar olsun. Kardeşler bu kuralları bozduğunda sonuçlarına ortak olarak katlansınlar. Ve son olarak 'KAVGA ETMEYİN!' demek yerine, birbirleriyle güzel geçindikleri zaman onları bu davranışları arttırmalarını sağlamak için 'OLUMLU DAVRANIŞLARDA BULUNMAYA YÜREKLENDİRİN.'

 

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 11.02.2020 - Güncelleme: 15.12.2023 09:12 - Görüntülenme: 140
Kaynak: internet
  Beğen | 0  kişi beğendi